enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
DOLAR
32,5241
EURO
34,8483
Cargill

Haydi biraz dertleşelim…

1.235
A+
A-

HAYDİ BİRAZ DERTLEŞELİM

Kendini tanıyan herkesi tanır …
Duayen Ziya Gökalp’in  güzel bir sözü …
Bizler kendimizi tanıdıkça herkesi tanır, ona göre seçici olur ve zaman içerisinde beşeri ilişkiler kurarak karşımızdaki kişiyi sentezlemiş oluruz. Bunun hayatımıza kattığı anlam ve hayatı tanımaya yönelik ilk adım olduğu hepimizce  bilinen bir gerçek . Temkinli ve tedbiri olmayı elden bırakmayan fertler;  yaşam alanları içerisinde  insanları ölçer biçer ona göre tavır alırlar.
 Ülkeyi ilgilendiren hayati meseleler karşısında kesinlikle  kulaklarımızı tıkayarak ve  gözlerimizi kapatarak vurdumduymazlığa yatamayız.İlk adım olarak  önceliğimiz  kendi dürüstlüğümüz  olacak ve  hakka hakkaniyete önem vereceğiz ki;  hepimiz ferdi olarak kendimizdeki  beşeri hataları tesviye ve  dahi tasfiye edebilelim.
Niçin hepimiz barış ve kardeşlik içerisinde yaşamayalım?
Hepimiz  aynı gezegenin üzerinde yol arkadaşıyız,  aynı yıldızlara bakıyoruz ve aynı gökyüzünü paylaşıyoruz.Lakin, nafile …
Çünkü duyumsuzluk var,
Çünkü hainlik var,
Çünkü ihanet var,
Çünkü bana dokunmayan yılan bin yaşasın algısı var,
Çünkü altta kalanın canı çıksın anlayışı var.
Peki ne yok?
Eşrefi mahluka yakışır bir  inanç ve merhamet yok …
Eşrefi mahluk  türlü türlü anlamsız tavırları ile ömür denen sermayesini bitirmekle meşgul.
 İnsanların mutlu ya da mutsuz olmalarına sebep yine kendi ırkıdır. Halklar içinde yer edinmiş egoist, söz konusu şahsi menfaatleri olduğunda bukalemunlara taş çıkarırcasına değişken, karakterinden taviz verme noktasında her daim ebruli, nefs-i emaresi için yapamayacağı olmayan insanlık meziyetlerinden nasibini almamış günümüz beşerleri…
Neden mi?!
Ben dahil toplumun her ferdi hayat pahalılığından şikayetçiyiz. Çarşı-pazar, market fiyatları derken bir de  üzerine elektrik su faturaları….Hepsi eklenince  ne mutlu evin yolunu bulabilene… Herkes gergin, suratlar asık, yarından ümitler  kesilmiş bir  halet-i ruhiye içinde otomatikleşmiş hayat döngüsü ve ucu görünmeyen bir kara düzen  Can yakan fahiş fiyat etiketlerini körükleyenlerin ve çanakçılarının bilinmediği, bu işten  nemalananların sır olduğu, elini vicdansızca cebimize sokanların kuldan utanmak bi’ yana Allah’tan korkmaktan dahi imtina ettiği yeni dünya düzeni…Tüm bunlar yetmezmişcesine bir de trajikomik ‘dış mihrak’,özellikle de Amerika algısı.
 Zenginler daha zengin, yoksullar daha yoksul ve orta direk artık yok.Bir zamanlar toplumun en büyük kesimini oluşturan orta direk eridi,kayboldu, yok oldu. ..Tek maaşla ev geçindirme tarihe karıştı. Çift maaş algısındaki zenginlik buharlaştı. “Sen sor da ben bi’ anlatayım”lar, “söz tükendi.” oldu.
 Şimdi hala içinizden  ayağını yorganına göre uzatsaydı diyebilenler  var ise ;
Taşı sıksa suyunu çıkaracak gençler eğitimsiz. Sıkılacak taşlar  da yerinde değil . Liyakat sözlükte kalmış.
Su bile şişeye girmiş…Ekmek için dar gelirli büfeleri kurulmuş. Halk tenzilat peşinde koştukça tenzilat yalan olmuş…
Arkadaşım geçelim ayağı, tek yorgana kaç  beden sığdırılmış?!
Sanayi Devrimi ile en çok tartışılan konu mülkiyet hakkı olmuştu. Modernleşen dünyanın önceliği mülkiyette…Mülkiyet denince diğer medeniyetlerin aksine bizim kültürümüzde akla ilk gelen “başımızı sokacak dam” olur…Geçelim merkezi konumları,  taşradaki kira rakamlarının bile dudak uçuklattığı günümüzde “barınma” üzerine kafa yormayan kalmış mıdır acaba? Ülkemiz  insanının mülkiyet konusunda hala barınma ihtiyacını giderme aşamasında  olması ve  Avrupa medeniyetinin en az  iki yüz yıl gerisinde kalmışlığı da cabası!
İlk insan önce açlıkla mücadele etti sonra ise barınma ihtiyacını hatırladı. Derken ihtiyaçlarına göre gereksinim piramidi şekillendi. Bunu resmeden ise Abraham Maslow oldu. Hem de çoook yıllar önce.
Bugünkü insan aslında o ilk insandan çok da farklı değil. Hala piramidin ilk basamağındaki fiziksel ihtiyaçlarını karşılamanın derdinde. Eğer başarıp zirveyi görebilirse akli melekelerini taçlandırıp ; kendini gerçekleştirecek. Fakat millet olarak ilk basamakta takılı kaldık.
Barınma, beslenme, güvenlik en insani ihtiyaçlar. Siyasal iklimlerin her daim gölgesinde kalan ekonomik politikalar ülkemiz insanının belini en asgari ihtiyaçlarında bile bükmekte. Sorun kişilerin yaşayışlarından ziyade toplumsal algımızda. Toplum olarak yeme-içme-barınma döngüsünden çıkıp Allah’ın  lütfu aklımızı kullanma zamanımızın  gelip de geçiyor  olduğu kanaatindeyim.
Belki hatırlayanlarınız vardır, televizyon için “aptal kutusu” yakıştırması yapılır. İnsanları düşünmekten.,sorgulamaktan men ettiği gerekçesi ile… Ancak televizyon modern dünyada globalleşmeyi destekledi. Bugün hangi toplumun  hangi refah düzeyinde olduğunu gözlerimizin önüne cömertçe sermekte. ve Dünyada olup bitenleri bu teknoloji,internet gibi  araçlar  sayesinde öğrenmekteyiz.Demek ki bazı kültürler ilk basamağı geçeli çok olmuş…
Gelişmiş toplumlarda;
Saygı erdem olarak kabul görür. Eğitilen en az eğitimin kendisi kadar kıymetlidir.
Yargı bağımsızlığı kutsanır.
Adalet herkes tarafından yine  herkes için savunulur.
Eşitlik zaten tüm bunların çıktısıdır…
Bu ülkenin her ferdi ya şehit ya da gazi torunu…Akrabalıklar ise Adem ile Havva’dan…Vatan sevdamız imandan…
Boşuna dememiş Mehmet Akif “…canı cananı bütün varımı alsın da Hüda, etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda…”Kaç milletin bağımsızlık marşında vardır bu mısralar? Biz her dönemde “söz konusu vatan ise gerisi teferruattır diyecek kadar” vatanperver,  on beşlilerimizi cepheye gönderecek kadar “bağımsızlığına düşkün” bir millet olduk. “O ruh Çanakkale’de kaldı.” diyenlere cevabımızı da on beş temmuz gecesi verdik.
Bu ülke sevdalıları akl-ı selimden hiç ayrılmadı. Dahili ve harici hiç bir müdahale ile de ayrışmadı. Çekilen güçlüklerde sebat etmesini hep bildi. Bugün de öyle yapmakta.
Milletin vekilleri ve yine milletin bakanları temsil gücünü aldıkları milleti hak ettiği refah düzeyine ulaştırmakla mükellef. Bu demokrasinin gereği.
Mustafa Kemal’in söylediği gibi “Millete efendilik yoktur, hizmet etme vardır.”
     Benim için çok önemli olan diğer bir husus ise yıllarca köşe yazısı yazdığım ve kendi kişiliğim ile bütünleşen  avam haber  kısa bir aradan sonra  yeni bir vizyon ve tarafsız haber portalı ile okuyucuları ile buluşuyor. Olaylara objektif bakış açısı ile  fikirlerini özgürce okuyucular ile buluşturan  köşe yazarları Dünyadaki son dakika gelişmeler,Ülkemizde Güncel ,Siyasi,Ekonomi,Sağlık ile ilgili yaşama dair ne varsa  avam haberin yeni habercilik anlayışı sayesinde kitleler ile buluşacak. avam haber ailesi ile olmaktan onur ve gurur duyduğumu okuyucularımız ile paylaşmak isterim ..Yolun hep açık olsun..
Yazarın Diğer Yazıları