Yaşam Tercihtir…

İnsanız yaşamımız boyunca hata yaparız hatalar yapacağız ki doğru tercihlerimize ulaşabilelim. Eski bir tabir vardır ki en maliyetsiz yol deneyim sahiplerinin gösterdiğidir çünkü onlar büyük bedeller vererek ulaşabilmişlerdir hedeflere… Yaşam bir seçme eylemidir. Henüz ergenliğe gelmemiş insanlarda Aile büyük rol oynar ki, kendini ifade edebilme fırsatı vermeden başlar subliminal eğitimler. Lakin çoğu kez kendini ifade edebilme imkanını çocuklarına verdiklerini ifade edenlerin sözden ileri gidemediklerini uygulama da pasif kalındığını söyleyebiliriz.

Yaşamımızda hangi eğitimi alacağımızı, hangi mesleğe gönül vereceğimizi, hangi işyerine gireceğimizi, hangi coğrafya da yaşayacağımızı, kiminle hayat kuracağımıza kadar hemen hemen her şey tercihlere bağımlıdır. Toplumsal rol gereği bireyler tercihlerini yapmak zorunda kalabilmektedirler. Saygınlık, hizmetkarlık, yüksek gelir gibi beklentilerle karar alma da rol oynarlar.

Aileden ve çevreden başta olmak kaydıyla tercihlerimizde bedensel ve ruhsal etkenlerde rol oynamaktadır. Çalışma dürtüsüyle gelecekte ne olmak istediğini belirleyerek İşçi, doktor, mühendis, öğretmen, asker, terzi, ressam ve benzeri rolleri kendine kabullenerek yaşamında rol alacaktır kararları.. Doğru meslek tercihi kendini iyi tanıyabilmekten geçer.

İnsan kendini nesnel bir şekilde değerlendirerek becerilerinize uygun tercihler hayatta başarılarınızı arttırmanızı sağlayacaktır. Bilişsel zeka, düşünce gibi işlevleri en doğru şekilde değerlendirerek kararlarınızın sizin işitsel veya göreceli belleğinize uygun olmasına özen gösteriniz. Gerçekten evdeki ben.. okuldaki veya işyerindeki ben arasındaki bir çok farkında olmadığımız hallerin sonrasında farkına varmamız dahi büyük bir gelişmedir.

Üretken, yaratıcı ve sorumlulukların farkına vararak tercihlerimizi yaparken kendimize sormalıyız toplumdaki yerim ne olmalı ki vereceğim kararlar da etken olsun… Toplum tarafından önemsendiğimi düşünüyorken toplum beni fark etmiyor ve görmüyor . İşte burada gözle görülmeyen iç özgüven eksikliğinin kaynağını araştırmalıyız. Zorlanan insanın daima kendinde çözümlenmesi gerekenleri vardır. Geçmişten gelen bir ukde, hatalar, yanılgılar, algılar veya ruhsal rahatsızlıklar….

Durum böyle olunca, özel yaşamlarında insanların vereceği tercihlerin ne kadar önem kazandığını söyleyebiliriz. Bu yaşamsal tercihlerimizle sosyal ilişkilerinde ve iç dünyalarında huzuru, mutluluğu yakalayabildiği takdirde zorlanmadan problemlerin üstesinden bireysel rahatça gelinebilinecektir. Bir yaşam modülünden bir başka yaşam modülüne geçerken geçişte zorlananlar varken zorlanmayanlarda vardır ki bu insanlar artık kendi benliğine saygı duyarak kabullenmişlerlendendir.

Yaşamdaki ben.. kendimi yanlışlarımla doğrularımla sorgularken kimlik arayışı içine girerek karmaşık çözümlemelerle karşı karşıya girmeksizin bir sonuca varabilme imkanı olmaz. İçimde yitip gidiyorum hissiyatıyla yaşamında tercihlerine özen ve önem vererek ilerleyen bireyler muhakkak akılcı sonuçlara varacaktır. Kişiliğinin değiştirilmesine müsaade edilmediği müddetçe doğal eklentilerine ulaşılınacaktır.

   ARAŞTIRMACI YAZAR

VOLKAN YAŞAR BERBER