Üzülme geldi geçti hayaldi…

Bilinmez ki ulaşabileceğimize kanaat ederek bir şeylerin peşine küçük bir umut da olsa gideriz. Hakkı olmayan bir şekilde israfsızca paralar döker zaman ve emek israfı yaparız. O anlar ki gözler görmez kulaklar duymaz olur. Hani eskiler der.. yalan söyleyenler, doğru söyleyenlere inanmazlar..! Temelde elbette sosyal eğitim vardır çoğu zaman oysa eğitim gerçeklerin öğretilmesi değildir. Düşünmek için aklın eğitilmesidir.

Çevremizin bizlere kattığı çok görülmeyenleri vardır ki onları görebilmektir edep. Gönül, Öğüt, ibretlikler ve bir çokları, eğitimci öğrencisine nerede bulabileceğini gösterir görebileceğini değil.. Bir insan anlamaya başlayınca başka türlü düşünme seçeneklerinin ve dolayısıyla muhtelif seçimlerin var olduğunu görmeye başlayarak, kendi yaptığı seçimlerle hayatına yön verebileceğini özgüvenle fark edecektir.

Oysa ki insanlar önce kendini sonra haddini en son ise ne istediğini bilse hiçbir çözümlenemeyecek problemimiz kalmayacaktır. Hırs ve kanaatsizlikler kendine söz geçiremeyen şımarık çocuklara dönüştürür benliğini.. Şımarık çocuklar geçmişten çoğu zaman sonrasında ebeveynlerinin ve çevresinin verdiği pohpohlamalarla o karaktere bürünerek ego ve kibir abidesine dönüşürler.

İnsan davranışında meydana gelen tepkimelerin psikolojik olarak değerlendirilmeleri geç kalınmadan uzmanlarca çözümlenmesini gerektirir. Çevresinin kendisini kayda değer bulmadığını kabullenerek kişinin bu tepkimelerin geri dönüşünü hesap ederek olası erken müdahalelere girişmesi elzem olur.

Davranışçılar öğrenmenin oluşumunu uyarıcı ile davranış arasında bağ kurma işi olarak nitelendirirken; bilişselciler ise öğrenmeyi algıların belli kurallara göre zihinde yeniden organizasyonu olarak ifade etmektedirler. Bu şunu bize gösteriyor ki benliğimizi ne kadar iyi tanırsak her türlü iç ve dış etkenleri yönlendirebilme kabiliyetine sahip olduğumuzdur.

Kişi hayal ettiklerine kavuşmak isterken nelerden feragat etmesi gerektiğini ve de ne kadarlık olacağına sağlam kanaat edebilmelidir. Herkesin yaşamdan beklentileri elbette olacaktır mesele hangi döneminde hangisinden istifade edebileceğini belirleyebilmesidir. Bunun için küçük hedefler olsun büyük hedefler olsun çevresindeki bilirkişilerden ego ve kibrini bir yana bırakarak istişarede bulunmasıdır.

Paranın her şeyi çözemeyeceğini gelip geçici materyallere bağlı kalmaksızın hedeflediklerine sosyal, kültürel, davranışsal, karakteristik ve psikolojik faktörlerin zenginliğini önemseyerek kendini kişisel geliştirebilmelidir. Toplum bilir ki kişinin ne derece faydalı olabileceğini ona göre kanaat ederek desteklerini verecektir. Lakin kişi öncelikle karaktersizliğinde, güvensizliğinde ön planda tutulanlardan ise elbet gelecekte önüne çıkacak engellere şaşırmayacaktır.

Ergenlerde daha çok rastlanan ‘üzülme geldi geçti hayaldi’ lafzını çok tüketsek te azınlık yetişkinlerde de bunun gibi vakalar görülerek kişiliğinde olgunlaşamamışların geç olmadan eğitime ve uzman gözetiminde psikolojik tedaviye ihtiyaç duyulmaktadır.

ARAŞTIRMACI YAZAR

VOLKAN YAŞAR BERBER