Neler Oluyor ? !
Rivayet odur ki; Ankara Savaşından sonra Yıldırım Bâyezîd Timur’a esir düşer.
Timur, Yıldırım Bâyezîd’i esir aldıktan sonra kesinlikle ona kötü muamele yapmaz.
Çünkü Timur’un Yıldırım Bâyezîd’i öldürmesi veya ona kötü muamele yapması ona bir şey kazandırmayacaktır.
Bilir ki, nasılsa Yıldırım elinde olduğu müddetçe Osmanlı Devleti’nin toparlanması mümkün olmayacaktır.
Aralarında kendiliğinden bir dostluk oluşur.
Bir gün Yıldırım Bâyezîd, Timur’a der ki: “İki ordu da denk güçte idi, fakat nasıl oldu da sen bizi yendin?”
Timur gülümser ve der ki: “Yıldırım işaret parmağını ağzıma koy,” Yıldırım da işaret parmağını Timur’un ağzına sokar.
Sonra Timur kendi parmağını Yıldırım Bâyezîd’in ağzına sokarak der ki: “Yıldırım ısır.”
İkisi de birbirlerinin parmağını ısırmaya başlarlar.
Bir müddet sonra Yıldırım Bâyezîd direnci düşer, acıya dayanamaz ve “ahhh” der bırakır.
Timur sorar: “Neden bıraktın?”
Yıldırım: “Dayanacak gücüm kalmadı.”
Timur gülümseyerek der ki: “İşte, az daha sabretseydin ben pes edecektim. Savaş alanında da aynı şekilde az daha gayret etseydin, direnç gösterseydin sen kazanacaktın” der..
—–
Son günlerde ve özellikle dün TL nin Dolar karşısında bu kadar kısa sürede değer kaybetmesi hiçbir ekonomik/bilimsel izahı yoktur, olamaz da.
Nitekim Uluslararası Finans Enstitüsü Genel Müdürü, dünyaca ünlü ekonomist Robin Brooks yaptığı açıklamada Türk Lirasına karşı nasıl bir manipülasyon yapıldığını, yayınladığı grafikle açıkladı.
Brooks yaptığı açıklamada Dolar 12.30 TL iken, aslında TL nin %30 daha değerli olduğunu ifade etti.
Tabi bu arada yurt içindeki şeamet tellalları selden kütük devşirme kurnazlığı ile, hepsi bir ağızdan “battık, bittik, hükümet istifa” mavraları atmaya başladılar.
Yetmedi 54. Hükümet sürecinden ve Gezi kalkışmasından yakın tanıdığımız plan devreye sokuldu.
Tencere tava çalanlar milleti sokağa çağırdı.
Sözüm ona ülkeyi batıran (!) iktidarı el çektirecekler.
Marjinal örgütlerin başı çektiği bu nümayiş çağrısına elbette itibar eden olmadı.
Geldiğimiz noktada ekonomi üzerinden sûfli bir operasyonun çekildiğinin farkındayız.
Bu ne ilk, ne de son.
Yaşananlar bir “parmak ısırma savaşı”dır.
Kimin direnci tükenirse, kimin canı daha tatlıysa “ahhh” der, pes eder.
Kim önce “ahhh” derse kaybeder, parmağı kopar.
Zira “ahhh” değince ağzını açacak ve rakibi dişleri arasındaki parmağını çekecektir.
Kişinin parmağının koparılmamasının garantisi; dişlerinin arasındaki hasmının parmağıdır.
Aynı durum hasmı için de geçerlidir.
Kim önce “ahhh” der, ağzını açarsa parmağı kopar.
Kim dirençli olursa, rakibinin dişleri arasındaki parmağını çeker, kurtarır. Ve sonunda kazanan o olur.
Canımız yansa da “ahhh” demek yok.
Bu, ekonomi üzerinden yapılan asimetrik savaşı kazanan güçlü direnci ve kararlı duruşuyla Türkiye olacaktır…
