enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
DOLAR
31,0070
EURO
33,6536
CARGILL

Z Kuşağımı , Sol İdeolojinin Esiri Mi ?

123
A+
A-

Z KUŞAĞI MI, SOL İDEOLOJİNİN ESİRİ Mİ?

Örnekköy ilkokulu’nu bitirmiş, Orhangazi Lisesi’nde Orta Okula başlamıştım. Ailemin maddi durumu iyi değildi.. Orhangazi meydanında ayakkabı boyayan, simit satan çocukları görünce, yine aynı okulda okuduğumuz ağabeyim İrfan Özbay ile bu işe el attık. Ben Orhangazi’nin tüm kahvelerini dolaşıyor, kafamda tepsi ile simit satıyordum, ağabeyim ise kendi yaptığı sandıkla ayakkabı boyuyordu. Bazen simitleri satamaz bayatlatırdım. Dolayısıyla zarar ederdim. Bu sefer devreye rahmetli babam girer, zararımı karşılardı. Ben de simitçiye öderdim. O zamanlar şimdiki stadın tam karşısında, (şu an kahve olarak işletiliyor olabilir) Cihan ağabey dediğimiz bir simit fırını vardı, ondan simitleri alır, satardık.

Hatta sümüklü böcek toplama sezonu başladığında sabah erken saatlerde kalkar böcek toplayıp satardık. Ali Rıza Özkan ile az sümüklü böcek toplamadık. Her ne kadar yağmur-çamur içinde kalsak ta iyi harçlık biriktirirdik. Dolayısıyla oradan elde ettiğimiz bu gelirle okul kıyafetlerini alır, harçlığımızı çıkartırdık. Liseye geçtikten sonra ise inşaatlarda amele olarak çalışmaya başladım. Tabii ki bu dönemlerde derslerimi de aksatmıyordum. Derslerimde son derece başarılıydım. Mehmet Burhan hocam buna şahittir. 🙂 TC Ibrahim Gülbeycan hocam da bilir. Devamlı teşekkür belgesi alıyordum. (Bizim zamanımızda teşekkür belgesi bir sınıftan bir veya iki kişi alabilirdi, taktir ise nadiren). Nitekim Liseden sonra Üniversiteyi kazandım. Orhangazi Lisesi’nden bir kişi Matematik öğretmenliğini kazanmıştı, ben ise Uludağ Üniversitesi İktisat Fakültesini kazanmıştım. Başka da 4 yıllık kazanan yoktu.

İlk yıl Bursa’da kuzenim Fuat Zengin ile ev tutmuştuk. Birçok gün makarnaya talim ettiğimiz olmuştur.

Üniversiteye başladığımda ağabeyim işleri ilerletmiş (o da okulun en başarılılarındandı ancak bi tercih hatası yüzünden 2 yıllık inşaat teknikerliğine girmişti) inşaat işine girmişti. Bende üniversiteye başladığımda onun yanında yevmiye ile çalışıyordum. (Hep amele kaldım, bir türlü usta olamamıştım. Gerçi Ahmet Bakal dan sıra da gelmiyordu). İnşaat işi olmadığında ise üniversiteden hafta sonları köye geldiğimde yevmiye ile ot biçiyor, iş olduğu zaman da Mahmut Çelebi nin kerestelerini boşaltıyordum. Dursun Yılmaz abinin şimdi semaver yapıp beni çağırmayı unuttuğu 🙂 tarlanın bile yoncasını yevmiyeyle biçerdim.

Daha sonra ise üniversiteden bir arkadaşla Bursa merkezde bir kamuoyu araştırma şirketi kurduk. Büyük firmaların, hatta Hürriyet, Atv gibi kanalların anket işlerini yapmaya başladık. Hatta bir dönem Faruk Öztürk ile beraber bu işi yapıyorduk.

Velhasılı üniversite bitti. Bir yıl Bursa’nın Seferiışıklar köyünde, küçücük bir lojmanda, bir türlü ısınmayan odada ve yer yatağında yattığım 10 ay boyunca, yemek v.s sıkıntılarıyla, çilekeş bir şekilde öğretmenlik yaptım. Bu köye üç beş eşyamı o zaman Zekeriya Varli abinin minibüsüyle getirmiştik.

Daha sonra Siirt-Eruh’un dağlarında operasyon tim komutanı Asteğmenlik, Orhangazi’de kargo şirketinde şube müdürlüğü.

Bu çileli ama bir o kadarda onurlu mücadeleden sonra İstanbul’da bir kurumda işe başladım. Eleman, Şef, müdürlük, cfo, genel müdür yrd. Bayram tatili, mesai mefhumu, yıllık izin düşünmeden büyük bir hırsla çalıştım. 24 Yıl oldu ve hala aynı kurumda görev yapıyorum.

Tüm bunları neden mi yazdım?

Sokak röportajlarında konuşturulan gençleri dinliyorum.
Birçoğu hayatlarında bir gün bile bir yerde çalışıp ailesinin bütçesine katkı sağlamamış, gününün büyük kısmını kafelerde geçirmiş, zorluk-mücadele-ihtiyaç kavramlarını hiç duymamış bir nesilden bahsediyorum.

Dünyada hiç bir tarihte ve hiç bir ülkede insanların refah seviyesinin aynı olamayacağının farkında bile değiller.
Tek düşünceleri “onlarda var bende niye yok” şeklinde.

Gençler, beyler çalışmadan, emek sarf etmeden hiç bir şeyi başaramazsınız.

Dünyanın her yerinde yoksul ve zengin insanlar vardır. Size düşen hedefler koyup, bu hedeflere ulaşmak için çalışmaktır.

Havadan para kazanmak isteyenler bitcoinci oldu, onlarda ellerindeki avuçlarındakileri kaybetti.

Unutmayın, gökten ne altın yağar ne gümüş.

Hayalci, slogancı sol ideolojilerin peşinde koşup kendinizi kullandırtmayın.

Onlar hayal dünyalarında, siz gerçek hayata dönün.

Mustafa ÖZBAY
Ekonomist-CFO-Yazar

Yazarın Diğer Yazıları