Aynı Gemi Edebiyatı bence artık bayatladı..
Heyt be nerden nereye… Biz bu kafayla ne yapabiliriz diye konuşurken,
Birisi bana
Hadi ya o kadarda değil deyince.
Valla gerçek olan ortada ,
Biz karşımıza çıkan herkesi anlamadan, dinlemeden ,ön yargılı davranış sergileyerek, hiçbir şey yapamayız dedim.
Niçin ‘in ,Nedenin, Nasılın , çok daha derininde olan bir mesele.
Halbuki,
Bizler Din kardeşi , kan kardeşi, soy kardeşi ve yaratılmışların en güzeli olan insan olarak ,
Ne yazıkki..
* İçimizde fesatlık var
* Özeleştiri dersek yok..
* Birbirimizi eleştirmekten…
* Birbirimizin niyetini okumaktan ve birbirimizin canına okumaktan ve bildiğini okumaktan …
Yedik birbirimizi .
* İletişimde ve empati yapmakta sıfır ile sınıfta kalmışken…
* Kibir de 100 puanla birincilik ile övünür olmuş
Değil kendimize faydalı olanı yapmayı topluma faydalı bile hiç bir eserimiz olmaz..
Vahim olan durum ise… Doğruya doğru diyemeyen bir kafa olduğu sürece bir şey yapamayız .
Yahu dünyanın hiçbir ülkesinde bu kadar mesele olduğunu tahmin etmiyorum.Hatta savaşta olan Irak, Afganistan ve ya Suriye’de bile bu kadar TV’ ler de ve platformlarda her akşam konuşanların olduğunu zannetmediğim gibi… Zaten , konuş, konuş sonuç yoka alışık bir milletiz.
Kesin olan sonuç ise sade vatandaş bıktı artık bu tartışmalar ve atışmalardan…
Ülkenin zararını ziyanını isteyen ve nifak tohumu ekip ülkesine ihanet edeni Allah kahretsin…
Bu topraklar kanla kazanıldı.Hiçbir dünya ülkesinin yada hiçbir şahsi kişiliğin babasının tarlası değil.
Vatan bir bütündür bölünmez !!! Buda böyle biline..
Güzel bir sözle bağlam sağlayabilirim.
Keser döner sap döner gün gelir hesap döner sözü var ya…
Keser dönsün sap dönsün ama hesaba gelince dönmesin kim yanlış yaptıysa o ödesin hem de misliyle yanına kar kalmasın..
Peki ödeyen oldu mu şahsen şahit değilim ama ağızda destanlaşan bir sözün çok kullanıldığına şahidim.
” Tüyü bitmemiş yetim hakkı yenir mi ” diye
Valla bu yetim asırlardır büyümedi ve tüylenmedi .Herkesin duası bu yetim keşke bir an önce büyüse tüylense de kurtulsak! Birilerine artık kılıf olmasın bari.
Piyasalar yangın yeri ama TV’lerde tartışma programları bazıları o kadar güzel anlatıyor ki yeminle sanki biz onlardan ayrı ülkede yaşamıyoruz gibi bir hali ruhaniye içerisine giriyoruz.
Birde dalga geçer gibi çaylarını yudumlarken yüzlerindeki pişkin gülüşler pes vallahi.. Çözüm üretilecek yerde sadece konuşmaktan ve reklam arası çay var içersen…
Ah be azizim …
Millet ay başını nasıl getiririm hesabını yaparken, bilhassa tek çalışan Allah yardım etsin.
Bol keseden sallayan sallayana .
Valla buna inananlara diyecek bir şeyim yok .
Sakın ha hepimiz aynı gemideyiz !!
Alışılagelmiş aynı Gemi edebiyatı siyaseti, bürokratı, işvereni, esnafı, seçileni, seçeni ,akıllara kim gelirse sıkıştığımız yerde.
Sakın ha ! Bak aynı gemideyiz…Aman dikkat batarız..
Hadi ya cidden mi!!!
Aynı gemideyiz ya nedense bu gemide yollarımız sizlerle bir türlü kesişmiyor..
Yada biz çilehanede ,
Siz sefa hanede olmayasınız?
Kusura bakmayın ama bu gemi Titanik gibi bir gemiye dönmüş vaziyette.
Bizler makine dairesi civarında kapıları kilitli ve kemirgenler le iç içe geminin alt katlarında kıvranıp duruyoruz.
İşin aslı ..
Gariban için hayat mis değil ! Hayat parası olan ve işi tıkırında olan için neden mis olmasın ki ?
Aldığı maaş asgari ücretlinin en az on katı , geçim sıkıntısından izole bir hayat yaşarken neden mis olmasın ki ?
Neyse derken..
Çocukluğumuzdan bu güne dair halende severek hiç bıkmadan izlediğimiz trajikomik filmleri ile, hiç unutulmayan rahmetli Kemal Sunal’ın filmleri, hayatın her dönemini tam olarak anlatmıştır. Gülerek izlediğimiz o senaryoların hepsi günümüz yüz yılında gerçekte yaşanıyor.
Tabiki anlayana..
Abdurrahman YEŞİLDAĞ