Kadın… !!

Küçük yaşta kadın ailevi sorunlardan dolayı çalışmaya başlar ve büyük sorumluluk altına girer farkında olmadan.
Çalışır çabalar ailesine ve kardeşlerine daha iyi nasıl yardımcı olabilirim diye düşünürken girdiği bu yükün altında ezildiğinin farkına bile varamaz hale gelir. Herkesi mutlu etmek öyle kolay değildir ve kadın her geçen gün biraz daha güçlenir ve gücünün farkına varan kadın “benim hiç kimseye ihtiyacım yok” demeye baslar.
Zaman geçer evlenir kendi yuvası olur. Çok geçmeden bir de çocuk olur. Çocuk yapmasa bir dert, “çevre ne der”? Korkusu alır. Aaaa filan kişinin gelini kısır galiba çocuğu olmuyormuş” gibi gibi…Çocuk yapsa bir dert.

Çocuk yetiştirmek öyle kolay değildir.
Kadın çalışıyor sorumluluk artacak, işiyle mi ilgilensin, eviyle mi ilgilensin, kocasıyla mı ilgilensin, hele çocuğun sorumluluğu hepsinden büyük…
Kadın küçük yaşta sorumlulukların üzerinden gelmeye başlayınca güçlendi ya…yuvasının, kocasının, çocuğunun sorumluluklarının da üstesinden geldi… yaa şaka gibi değil mi…!! Ama şaka değil. Kadın gücüne daha da çok güç kattı. Erkeğin yapabileceği işleri yaptı. İşte Kadın en büyük yanlışı burda yaptı.
Evrende alma verme dengesi diye birşey var. İnsanlar bu dengeyi unuttu Doğa bile insanlara vere vere tükendi şimdi doğa kin kusuyor, depremle, yangınlar, patlamalar, tisunamiler. Kadın da herkesi memnun edebilmek için kendinden sevgisini, saygısını, parasını, gücünü vermekten ilişkiler arasında ki denge bozuldu…Neler oldu?
1) Kadın sevgisini ailesine, kocasına, çocuklarına, yakınlarına verdiği için, kendisine olan sevgisini yitirdi ve karşısında ki olan herkesten sevgi de alamadı ” yapmasaydın” denildi.
2) Kadın saygısını verdi, kendisine olan saygısını unuttu, karşısında ki insanlardan da saygı göremez hale geldi.
3) Kadın çalıştığı parayı kendi evi için harcadı yeri geldi kocasına verdi, yeri geldi çocuklarına verdi, yeri geldi ailesine verdi. Kadının ihtiyacı olduğunda kimse kadına vermedi sonra ne oldu…” vermeseydin” denildi.
Ya çalışmayan kadının başına neler geldi.?
Ailesinin eline baktı, kocasının eline baktı, çocuklarının eline baktı. Ne kimse bir sevgi gösterdi, ne saygı, kadın her zaman için aciz kaldı yeri geldi azar işitti, yeri geldi beceriksiz oldu, yeri geldi dayak yedi. Bu kin nefret öfke gibi duyguyu yaşamasına sebep olundu, nerde kaldı SEVGİ…
Kadın sevmeyi unuttu, bırak çevresindeki kişileri sevmeyi, kadın kendisini bile sevemez hale geldi.
Tabiki istisnalar hariç;
Atalardan gelen karmik borcu en çok kadınlar ödüyor hale geldi tüm dünyada Türkiye de daha fazla…şu 20 yıldır kadınlarımızın başına gelmeyen kalmadı. Hele 2016 yılında daha da çok patlama verdi ikili ilişkilerdeki kin nefret öfke duygusu egonun yükselmesine neden oldu. 2019 yılında ise ilahi adalet yer yüzüne indi ve dünya büyük bir sınavın içine girdi. İkili ilişkilerle başladı sınav, ilişkiler bozuldu düzen yok oldu, ailenin içindeki dengesizlik egoları yükseltti ne çocukların anne ve babasına saygısı kaldı, ne de anne ve babaların çocuklarına. Kardeşler ise birbirine düşman…sebep? Kimse birbirlerinin isteklerine saygı duymadı ufacık bir olayı büyütüp düşman olmalarına yetti…
Atalardan gelen karmik öğretiler, baskılar, korkular, duygular, düşünceler herkesin başında büyük sorun oldu…GÜLEN GÜL

“KENDİNİ BULMUŞ ÖZGÜR BiR RUHUN GÖKLER EMRİNE AMADEDİR”